Ailemin maddi durumu çok iyi olmadığı için lisedeyken kurduğum hayaller için çok ama çok çalışmak zorunda olduğumu keşfettiğimde bunu ilk başlarda sadece üniversite okuyarak, bir meslek sahibi olarak yapabileceğimi düşünüyordum. Bu sebeple de hep iyi bir üniversiteden mezun olup, iyi bir şirkette işe başlayıp, iyi bir maaş ile hayallerimi gerçekleştireceğime inandım (inandırıldım). Türkiye'deki bir çok öğrencinin hayalini bile kuramadığı Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği'ni bitirip, büyük bir inşaat şirketinde yaşıtlarıma oranla çok daha iyi bir maaş alarak işe başladığımda lisedeyken kurduğum hayalimi gerçekleştirmiş olmamın haklı gururunu yaşarken aynı zamanda da yıllarca aslında mutlu olmadığım bir hayalin peşinden koşmuş olmamın üzüntüsünü de yaşıyordum. O zaman fark etmiştim: Ben hayal ettiğim şeyleri gerçeğe dönüştürme gücüne ve özverisine sahip bir insanım (aslında hepiniz gibi), bu yüzden de neyi hayal edeceğimi, gerçekten isteyeceğimi çok iyi bilmeliyim....
2015 yılında yaşadığım bu aydınlanmadan sonra İnşaat Mühendisliği'ni bıraktım ve para için yaşamak yerine kendim için yaşamaya karar verdim. Sevdiğim ve bildiğim şeylerden para kazanacağım işler geliştirdim, gerçekten dış etkilerden bağımsız olarak hayallerimi gözden geçirdim. Daha önce paylaştığım Hayattan Keyif Almanın Yolu: Sevdiğin İşi Yapmak ve Doğru Hedefe Doğru - Hedef, Hayat, Hayal yazılarımı okuyarak siz de kendi sevdiğiniz işi bulma ve hayattaki hedeflerinizi belirlemeyle ilgili öğrendiklerimi inceleyebilirsiniz ki bu yolda hepimizin tecrübeleri çok özel!
Göreceğiniz üzere hayallerimi gerçeğe dönüştürmek üzere hem çok yanılmış hem de çok öğrenmiş birisiyim. Mühendis olduğum için bazı şeyleri formülüze etme eğilimim de var ve bu da aslında sistematik yapılan şeylerin sonuçlarının başarıya ulaştığının da bir kanıtı oluyor. Fakat tüm bunları yaparken de sanki bir şeyler eksik! Hayal kurarken gelecekte olacağımız kişinin nasıl hissedeceğine odaklanıyoruz, o anda hayal ettiğimiz şeyin gerçekleştiğinde nasıl tepkiler vereceğimizi düşlüyoruz. Fakat aslolan gelecekte olacakları şuanki halimizle görmemiz ve şuan o gelecekteki biz için neler hissettiğimiz önemli. Bana bu düşünceleri sorgulatan şey de okuduğum Eckhart Tolle'nin Şimdi'nin Gücü kitabıydı. Gelecekle ilgili hayallerim için endişe, motivasyon, mutluluk, üzüntü duymak yerine şuana odaklanmam gerektiğiyle ilgili bir çok yöntem ve detaylı öğreti içeren kitaptan sonra Eckhart Tolle'nin 'Manifest Etme' ilgili neler paylaştığını araştırmaya başladım ve bu içeriğine denk geldim:
Peki nedir hayal etmek ve manifest etmek arasındaki bu fark?
Hayal etme hepimizin çevresel etkiler sonucunda içimizde yarattığımız, planlar yaptığımız bir pratik. Çocukken ailemizin hayali bizim mühendis olmamız, partnerimizin hayali Maldivler'de tatil, şirket yöneticimizin hayali daha çok satış yapılması ve prim alarak maddi rahatlık gibi bir çok dış - çevresel etkenle hayallerimiz şekilleniyor. Evet, ben de lise dönemlerinde ailemin mühendis olmam hayali neticesinde 'inşaat mühendisliği' okudum, kız arkadaşımın hayali olduğu için tatillere gittim ama bunların benim 'suni' hayalim olduğunu fark ettiğimde içsel tatminsizliğimin ve mutsuzluğumun sebebini keşfetmiş oldum. Hayallerimizi öz bilinç ve saf benliğimizin istekleri doğrultusunda kuramıyoruz, bu sebeple de hayal etme pratiğinin ötesinde bir pratiğe ihtiyacımız var ya da hayallerimizi dış etkenlerden arındırmaya!
Manifes etme pratiğinin asıl amacı ise kişinin otantik haline; ailesinin, eğitiminin, çevresinin veya toplumunun şartlandırılmasından özgürleşmiş haline kavuşması ve hayatını özüne göre yaşamasıdır. Bunun için kişinin kendi içine bakması ve özünde; sosyal koşullandırmasının ötesinde gerçekten neyi en çok istediğini bulması gerekir. Daha sonra kendisi ile en büyük arzularına ulaşması arasında duran “hayali” limitleri yıkarak tüm olanakların yaşanabilmesi için hayatında yer açar.
Cesare Pavese Yaşama Uğraşı'nda diyor ki: Kaderin amansız oluşu değildir sorun. Çünkü insan bir şeyi inatla isterse onu elde eder. Korkunç olan, istediğimiz şeyi elde ettikten sonra ondan bıkmamızdır. O zaman suçu kaderde değil, kendi istediğimizde aramalıyız!
MANİFEST ETME YÖNTEMLERİ
1- İYİ DÜŞÜN, İYİ OLSUN:
Manifest etme bir düşünce veya inanışın fiziksel hale dönüştürülmesidir. Her tür hayalin gerçekleştilmesi ise zihnin yaratabilme gücüne tamamen inanılarak yapılır. Eğer hayal etmek için kapasitemiz varsa, aynı arzuları fiziksel hayatta yaşamak için de kapasitemiz vardır. Olumlu - pozitif düşüncelere sahipsek zaten hayat bizi hayal bile edemediğimiz, belki olumsuz olduğuna inandığımız ama aslında bizim için olumlu olan bir çok durumla ödüllendiriyor. Akışa güvenin ve iyiyi düşünmekten vazgeçmeyin. Unutmayın; her şerde bir hayır vardır! Hayatta bir çok olumsuz şey olurken de nasıl iyi düşünelim diyenleriniz olacaktır :) Bunun için de uzun zamandır takip ettiğim yaşam koçu Tony Robbins'in bir TV programında negatif düşünceleri zihnimizden uzaklaştırmak için paylaştığı taktikleri izleyebilirsiniz;
2- ÖZÜNÜZE DÖNÜN
Yukarıda da bahsettiğim üzere manifest etmek kişinin otantik haline - dış etkilerden arınmış haline- döndükten sonraki hayal etme pratiği. Bu sebeple de özellikle üçüncü gözünüzle görmenizi sağlayacak pratiklere ağırlık vermeniz çok önemli. Meditasyon, aroma terapi, nefes terapisi gibi bizim kendimize dönebileceğimiz etkinlikleri yapmamız, dış etkenlerden bağımsız ve kendimiz olarak kararlar almamızı sağlar. Herkesin kendi kendine yapabileceği önerim ise aşağıdaki videoda;
3- MANİFEST ETTİĞİNİZ ŞEYLERİ YÜKSEK SESLE PAYLAŞIN VE YAZIN
Malesef hayallerimizi paylaşmak bizim kültürümüzde çok yaygın bir şey değil. Çoğumuz hayallerimizi, hedeflerimizi paylaştığımızda ve bunların gerçekleşmediğinde çevremizin bizim hakkımızda 'başarısız' olduğumuzu düşünmesinden korkuyoruz. Fakat manifest ettiğimiz şeyleri yüksek sesle paylaşmamız, onu gerçekleştirmek için çevremizdeki insaların ve evrenin de bize yardımcı olmasını sağlar. Kendi hayallerimize olan inancımızı besler ve bu hayalin gerçekleşmesi için 'çekim yasası' ilkelerinin bizim için çalışmasını sağlar.
Ayrıca manifest ettiğimiz şeylerin olmayacağına inanıyorsak veya bunun için endişeleriniz varsa 1. maddeyi tekrar okumanızı öneriyorum. Kendinize inanmıyorsanız size kimsenin inanmasını beklememelisiniz. Eğer siz kendinize insanıyorsanız hayal ettiiğiniz şeyleri gerçekleştireceğinize çevreniz de inanacaktır ve herkes size elinden gelen yardımı yapacaktır. Hayallerinizi paylaştığınız ve bunları gerçeğe dönüştürmeniz için yardım almadığınız kişileri de hayatınızda tutmanıza çok ihtiyacınız olmadığını da anlayacaksınız.
Buna ek olarak da manifest ettiğimiz şeyleri çekmek için benim henüz denemediğim ama bir çok kişiden öneri olarak aldığım bir yöntem olan 3-6-9 'u sizinle paylaşmak istiyorum. Manifest edilen hayalin bir kağıda sabah 3 kere, öğlen 6 kere, gece yatmadan ise 9 defa yazılması ile yapılır. Numerolojide spiritüel derinliği olan 3, 6 ve 9 rakamlarından gelen enerjinin manifestation için kullanılmasının yanı sıra sürekli olarak tekrar etmek pratiğini daha güçlü kılar. Bu tekrarlar aynı zamanda bizim manifest ettiğimiz şeyi ne kadar istediğimizin de göstergesi!
4- MANİFEST ETTİĞİN HAYALE GÖRE YAŞA
İdeal aşkı hayal ederken kötü bir ilişkide olmak, büyük başarılar isterken nefret edilen bir işte çalışmak, spor - meditasyon yapmak isterken sürekli partilerde sabahlamak kişinin öz değerini azaltır. Kendini küçük hisseden kişi de hayallerinin enerjisine yükselemez ve isteklerini hayatına çekemez.
Bununla beraber herkesin bir anda sevmediği işinden, partnerinden ayrılması veya alışkanlıklarını bırakması mümkün değildir. Bir gün mutlaka gerçekleşecek olan bu zorlu değişimleri bir anda yapmak yerine küçük adımlar atarak; fikirlerinizi çekinmeden söyleyerek, kendinizi savunarak, size iyi hissettiren insanlara zaman ayırarak, kendi fikirlerinize değer veren insanlarla işler yaparak, alışkanlıklarınızın yerine faydalı alışkanlıklar koyarak enerjinizi büyütebilir ve daha köklü değişimler için hazırlanabilirsiniz.
5- ŞÜKREDİN
Neler yaşıyor olursanız olun, nefes aldığınız ve sağlıklı olduğunuz için şükredin. Hayatın bize sunduklarını elde edememiş milyonlarca insan var, parası olup da sağlığı iyi olmadığı için o paraları harcayamayan binlerce insan var, en temel ihtiyaç olan içme suyuna bile muhteç onbinlerce insan varken bizim olduğumuz hale öncelikle şükür ve teşekkür etmemiz gerekiyor. Elimizdekilerin değerinin farkında olup bunun için müteşekkir olmak, yaratanın bize daha çok vermesini sağlar.
Comments